Kayıtlar

Thomas More-Utopia

Resim
Söz ve inançlarından yoksun 16. yy İngiltere'sinde inançlarından vazgeçmeyip idam sehpasına çıkan ve değerleri uğruna canını feda eden More; salt Utopia adlı bir şehir betimlemesi yapmakla kalmayıp yeni bir yazım türünün doğmasına da sebep olmuştur.  Kendisini tutsak eden ve ölüme gönderen Kral'a; "Bu güzel haberinize candan teşekkür ederim. Benden görevleri ve onurları esirgemeyen Kral'a gönlüm her zaman borçlu kaldı. Ama Tanrım üzerine yemin ederim ki, beni buraya kapattığı ve ölümü düşüneyim diye hem yer, hem de bol bol vakit bağışladığı, hele bu berbat dünyanın acılarından beni böylesine çabuk kurtarmak yüceliğini gösterdiği için ona gönül borcum daha da çok arttı. İşte bu yüzden, bu dünyada da, öteki dünyada da candan dua edeceğim Kral'ın sağlığına." diyerek ölümden korkmadığını ve bunu adeta bir ödül olarak karşıladığını göstermiştir. Ruhunu yok etmektense bedeninin yok edilmesine razı olan, yanlış bildiği bir şeyin doğru olduğunu söylemekten ç

Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey

Resim
Güney Koreli bir iktisatçı tarafından kaleme alınan bu eser; ekonomi okuyan veyahut ekonomiye ilgi duyan herkesin mutlaka başvurması gereken bir kaynak niteliğinde. Yazar, doğru bildiğimiz yanlışları çarpıcı bir şekilde bize gösteriyor. Bunu da "söylenenler" yani piyasaya hakim olan güçlerin yalanları/aldatmacaları ve  "söylenmeyenler" yani arka planda kalan, gerçeklik barındıran durumlar gibi farklı iki başlık altında gerçekleştiriyor. Yazar, herkesin doğru veya yanlış en az bir fikrinin bulunduğu Kapitalizm hakkında, kimi zaman kabul etmekte zorlanacağımız savlarda bulunuyor.                                                                                                                                                        * * * "Bazı insanlar bacaklarına bağlı kum torbalarıyla 100 metre koşmak zorundayken, kimsenin önde başlamasına izin verilmemesi yarışı adil yapmaz. Gerçekten adil ve etkin bir toplum için fırsat eşitliği kesinlikle gereklidir ama

Yağlı Boya

Resim
Hayat bir koşuşturmacadan ibaret. Hiç bitmeyen sorumluluklarımız var. Ve tabii ki hiç bitmeyen ihtiyaçlarımız. Sahi onlar ihtiyaç mı yoksa sonu gelmeyen isteklerimiz mi? Peki sadece ev-iş-okul üçgeni arasında yaşayıp durmamıza ne demeli? Tabi buna yaşamak deniyorsa! Hayatın sana biçtiği yolda daha ne kadar bu şekilde devam edeceksin? Hayatında bir değişiklik yapma vaktin gelmedi mi? Bunun için küçük bir adımla başlamalısın. Örneğin herhangi bir hobi edinerek hayatın sıradanlığına 'bir dur' demeli ve kendine zaman ayırıp ödül mekanizmanı çalıştırmalısın. Yağlı boya senin için güzel bir başlangıç olacaktır. Daha önce eline hiç kalem almamış olabilirsin ama bu böyle devam edeceği anlamına gelmiyor değil mi? Çizgilerin rahatlatıcı gücünü hisset. Boyalarla hayatına renk kat. Bu konuda sana ufak bir yardımım dokunacak. Yağlı boyayla ilgili en temel bilgilere sahip olduktan sonra hayal gücünü de yanına alarak harika şeyler ortaya çıkartacaksın. Öncelikle gerekli malzemeleri alma
Resim
Kendini hayatın akışına kaptırmıştı. Görmüyordu hiçbir şeyi. Adeta gözleri kör olmuştu. Hatta kalbi de bundan nasibini almıştı. Bu vaziyet daha ne kadar devam edecekti. Bir sonu yok muydu bunun?

Kör Baykuş

Resim
Özellikle intihar yolunu seçerek hayatını kaybeden -ya da farklı bir bakış açısına göre ölümü kazanan- yazarların eserleri farklı bir ruha sahip oluyor zannımca. Çoğu okuyucunun mutlaka en az bir kitabını okuduğu Zweig de bu yazarlardan biri. Yaşadıkları zaman dilimi, içerisinde bulundukları ortam ve ruhsal durumlarındaki çöküntü bu yazarların eserlerini farklı bir boyutta kaleme almalarını sağlıyor. Bir de bu yazarların kalemi, sözcüklerle oynama biçimi de iyiyse okuyucu adeta yazarın bir zamanlar içinde bulunduğu o ruhsal durumu yaşıyor. Sadık Hidayet'in kaleme aldığı bu yapıtta da bu hissiyat oldukça fazla. Yazar, "Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar." diyerek 'yazma' eyleminin hassasiyetini ortaya koyuyor. "Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. Çünkü benim için